15 Ocak 2014 Çarşamba

[Posta Kutusu] Cuma Postası #3,5


Ben geldim!!!

Cuma günü yarım kalan Cuma Postası buçukla tamamlamaya geldim. :D En son kardeşime gelen Kore postasının içinden çıkanlara bakmıştık hadi başka neler gelmiş devam edelim de görelim. :) Geriye kalan her şey bana ait.






İlk postamız Macaristandan!! Pek sevdiğim ve ilk mektup arkadaşlarımdan biri olan Macar bir arkadaştan Macarca bir yılbaşı tebriği içeren bir kart. :) İnsanların kendi dilindeki kutlama mesajlarımı sevdiğim için özellikle ekleme yapar her yıl. Bu da arkadaş olarak geçirdiğimiz 3. yılbaşımızdı.






İkinci posta Almayadan gelen bir mektup yeni bir mektup arkadaşından cicili bicili bir mektup. :) Almanya da mektup arkadaşlığı kartpostal olayı falan çok popüler anladığım kadarıyla ya da Türklere karşı bir merakları var. Sürekli olarak mektup arkadaşı arayıp aramadığım soran mesajlar alıyorum Almanlardan. :)



Bu Karadağ'dan bir arkadaşımdan. Gezmeye pek meraklı bir yapısı var. Geçenlerde Tunus'a gittiğinde bir kart almış benim için, mektubun yanına iliştirivermiş :) Sidi Bou Said, Tunus'ta turistik bir şehir. Peki bu mavi kapılı beyaz evin olayı nedir dediğinizi duyar gibiyim. Efenim 1920lerden bu yana zamanın büyüklerinden birinin kararıyla şehre mavi-beyaz teması hakimmiş. Her yer böyle Beyaz boyalı ve Mavi kapı-pencereliymiş oralarda. Bu kartla beraber benimde gezilecek yerler listeme girmiş bulunuyor kendisi. :)





Bu pek süslü mektupta benim yeni Yunan arkadaşımdan. Mektubu aldığımda annemin verdiği ilk tepki "Senin Yunan arkadaşın mı var? Hayırdır, sen pek sevmezsin o tarafı." şeklindeydi. Doğrudur, pek sevmem. Her perşembe Ayvalık pazarına Midilliden akın edenlerden bir kaçıyla vukuatım olduğunda  da olabilir, büyük amca ve teyzelerden dinlediğim kurtuluş hikayelerinden (Ayvalık'ta oldukça çok göçmen var özellikle Selanik ya da adalardan gelenler) mi bilinmez hep bir mesafeli olmuşumdur. Fakat hayat boyu kullandığım bir ilke vardır ki kimseye kötü davranma, sana kötü davranmadıkları sürece. Bu sebepten bu Yunan teyzeyle mektup arkadaşı olduk. Teyze diyorum 45 yaşları civarında kendisi. Yani bu bakımda da bir ilk, genelde kendi yaşımdaki insanlarla arkadaş olma eğilimindeyim. Ama pek bir sevimliydi mektup arkadaşlığı talebini reddemedim. :)



Bunlarda zarfın içinden çıkanlar! 5 tane kartpostal renkli resimlerle bezenmiş bir mektup. :) Aldığım en özenli mektup listesinde üst sıralarda yerini aldı şimdiden. İçinden çıkan kartpostallara daha sonra uzun uzun yer vereceğim ama buraya sıkıştırmak istemedim. :)





Son postam, Tayvan'dan bir paketti ama maketi hunharca katledip içindekileri çıkardıktan sonra geri tıkıştıramadığım için paketin bir fotoğrafı yok. Bende işe toplu bir fotoğrafla başlayım dedim. Minicik bir paketin içine tüm bunları sıkıştırmış. Ben bu arkadaşa bir vakitler bir mektup yazmışım ama o cevap verememiş 2013 boyunca, o yüzden hem gönül almak hem de anladığım kadarıyla tekrar bir mektup arkadaşlığına başlamak istiyor. İnsanları geri çevirmeyi hiç sevmem bende. :) O yüzden yakın gelecekte Tayvan'dan başka postalar da göreceksiniz.





Sol taraftakiler şu çocukken yaptırdığımız küçük yaz dövmelerinden. Sağ taraftakiler tırnak sanatı olayına meraklı arkadaşların tahmin edebileceği gibi tırnak stickerları. Benim iki tarafta da bezim yok ama pek beğendim yinede. Bu konularda biraz daha sabırlı ve meraklı olmayı diledim bunları gördüğümde. :D Ama ne yazık ki ne sabır ne de merak bende yok. Azıcık tırnaklarım uzasa rahatsız olup kesen bir tipten ne beklersiniz ki :D 



Bunlar benim bebeklerim diyesim geldi bu ayraçları gördüğümde. :D Çok sevimli değiller mi??? :D Bu dünya manyak bir kitap sever olduğumu bilmeyen yok sanırım. Bana böyle şeyler gönderdiklerinde ya da kitapla ilgili bir link attıklarında gerçekten arkadaşlarımın beni umursadıklarını benimle ilgilendiklerini bir gün ortadan kaybolsam bile bir kitap sayfasında beni hatırlayabileceklerini düşünüp mutlu oluyorum. :) Ölümsüzlük dedikleri böyle bir şey olsa gerek!

Posta paketlerimin bir diğer vazgeçilmeyeni de şeker ve çikolatalar. Tam bir bağımlı olduğumun farkındalar sanırım. Resimde gördüğünüz şeylerin tam olarak neyli şeker olduğunu çözemesem de en yakın zamanda deneyip size nasıl olduklarını söyleyeceğim. Unutmadan iflah olmaz şekilde bir yemek severim. Yeni yeni şeyleri denemeyi pek seviyorum. O yüzden postadan çıkan abur cuburların her biri benim için yeni bir macera gibiler. :)
Stickerların nasıl olduklarını çözemedim açıkçası çünkü bu renkli tarafları yapışkanlı tarafları. Yapıkanın olmadığı yani yukarıda kalan yüzeyler daha mat ve cansız renklere sahip. Acaba camlara falan mı yapıştırılıyor? o.O Sorup öğrenmek lazım. :) Şu timsahın ne olduğunu çözmeye çalışırken baya bir uğraştım sonunda bir timsaha benzetebildim. Ne işe yaradığını inanın bende bilmiyorum. Sorulacaklar listeme eklendi kendisi. Sarı zımbırtı bir telefon süsü. Sarıyla hiç aram yok yoksa anında telefona takardım :) Böyle şeyleri pek seviyorum. :D
Son olarak sevimli ötesi bir zarfın içinden çıkan bir yılbaşı tebrik kartı var. İçinde özürleriyle birlikte bir yeni yıl kutlaması var. Etrafından havai fişekler çıkan kulede Tayvan'ın simgesi başkent Taipei'deki Taipei 101 resmi adıyla Taipei Finans Merkezidir. Taipei 101'in nedeni gökdelenin 101 kata sahip olmasıymış. 2004'e kadar da dünyanın en yüksek gökdeleniymiş. 509 metre yüksekliğe sahip gökdelen aynı zamanda dünyanın en hızlı ikinci asansörüne sahipmiş. Tabi 101 katı dolaşmak için hızlı bir asansör lazım. Umuyorum ki bir gün başımı boynum ağrıyana kadar geriye eğip en son noktasını görmeye çalışırken elimi gözlerime siper edeceğim. :)

Bu haftanın postaları da bu kadardı. Önümüzde ki cuma yepyeni postalarla görüşmek üzere esen kalın!! :D


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder