hayatın içinden dışından kenarından köşesinden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayatın içinden dışından kenarından köşesinden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Temmuz 2013 Salı

İzban: yeni çalışma mekanınız :P


Ev ve okul arasında bir saat tren yolu olunca günde git gel 2 saat boş vaktim oluyor. Bu vakitte çoğunlukla kitap okumaya harcıyorum çünkü blogumun halinden anladığınız üzere uyumaya hiç vaktim yok. Az sayıdaki dakikalarımı uyku ve yemek için ayırmaya çalışıyorum. Akademik olarak bir şeyler yapmak isteyen insanların hazin durumu. :D Neyse bu yorgun ve yoğun tempoya rağmen acayip sevdiğim bir alanda çalıyorum. :D Kısacası mutluyum. Neyse efenim size tüm hafta sonu uykularıma giren sürekli beynimi meşgul eden koddan bahsetmek istiyorum. Basitçe açıklamak gerekirse yaptığı iş bir nokta ve katsayıyı çarpmak. Nerede nasıl çarptığını sormayın :D canım kodum katsayı 1 den 5 e kadar seçildiğinde çalışırken 6 ve üzerine çıktığında anlamsız sayılar döndürüyordu. Tüm gün kodun mıncıklamadığım tarafı kalmadı. Tüm günden kastım saat 10da başına oturdum akşam 6ya kadar yarım saat öğle yemeğine kaktım sadece. Neyse ne yaptıysam düzgün çalışmadı pislik. Hocamın masasının kenarında kudurma tripleriyle akşam 6ya kadar çalıştım. Sonra okuldan eve dönüş yolunda şu koda tekrar bakayım dedim. Oturacak bir yer bulduğum anda açtım bilgisayarı, bir tarafta notlar bir tarafta kod satır satır inceliyorum ne girmiş ne çıkmış. ilk 2 dakikanın sonunda ne yapmam gerektiğini çözdüm. Koda uyarlamam 5-6 dakikamı aldı. İzban, sen nasıl bir sihirli değneğe sahipsin, zihin falan mı açıyon ne yapıyon bilmiyorum ama bu iki etti. İki hafta kadar öncede başıma böyle birey gelmişti. Hatta okuldan çıkmadan hemen önce hocama "İzban zihin açar belki orada yakalarım hatamı" demiştim. :D Bunun şerefine artık evde çalışmaya son veriyorum. Sabah erkenden izbana binip tren tüm gün Aliağa-Cumaovası hattında gidip gelirken -ki bir gidiş 1 saat 40-45 dakika falan- tez çalışmalarımı trende sürdürmeye karar verdim. :) Beni şüpheli şahıs diye dışarı atmazlarsa İzban da çok güzel bir Master tezi çıkaracağıma inanıyorum. :D İzban ilham perimsin. Seni seviyorum <3

Dip Not: İzbanın tek eksiği wifi, sayın başkanımız duysun sesimizi izbana wifi koysun hatta biraz falanda taktırsa trenlere tadından yenmez ama aç gözlü olmamak lazım :P

Dibin Dibi Not: Bu gece saat 11den önce yatıp huzurlu bir uyku çekebileceğim acayip mutluyum. :D

İyi geceler!!!!

18 Nisan 2013 Perşembe

Karşıyaka'da Bir Küçücük Kitapçı =)


Merhaba!!

Daha önce bahsetmiş miydim hiç hatırlamıyorum ama Karşıyaka - Çarşı'da uğramayı sevdiğim bir kitapçım var benim. Bir gün ara sokaklarda yolumu kaybetmiş gibi kardeşimi ararken rastgele karşılaştığım bir kitapçı. :) Adı Fırat Kitapevi ama tabelalara bakarak aramayınız kendisini zira bir tabelası yok. O yüzden olsa gerek biraz sihirli benim için. :D Neyse arada bir uğrar ne var ne yok bakar bir iki kitap alır çıkarım. İlk keşfettiğim zamanlarda sadece 10TL'lik kitaplar satıyorlardı fakat geçen yaz girdikleri yenileme çalışmaları sonrasında artık güncel kitaplarda bulunuyor.

12 Şubat 2013 Salı

Düşünceler, Düşünceler ve Düşünceler

Geri geldim!

Bu aralar Rodin amca gibi bir düşünme halindeyim. Bu düşünceler daha çok okul ve mesleki hayat içerikli olsalar da arada bir aklıma blog için yeni bir şeyler yapmakta geliyor. Aslında bir sürü şey var aklımdan geçen ama her birini yapmak için vakit yok maalesef.

Neyse gelelim aklımda ki dönen tilkilere! Tilkinin biri kitaplığındaki kitapları ufaktan ufaktan yorumlamaya başlasan diyor ama neredeyse 400 kitabın tamamına yorum yazmaya ne cesaretim ne de vaktim var. Şimdilik ertelendi. Tilkinin bir diğeri haftanın bir gününü kitap haber günü yap. Duyanı var duymayanı var. Haberleri ayrım yapmadan yayınla, bir de ufak tanıtım yap. Tilkiye hak verdim. Güzel fikir dedim. Zaten blog'un facebook sayfası'nda ilgimi çekenleri ara sıra yayınlıyordum. Bu durum için en uygun günün de pazar günü olduğuna karar verdim. Hayırlı uğurlu olsun.

Bir de kitaplığımı sui ahalisiyle paylaşma isteği var içimde ne zamandır. Kitapları yayınevi yayınevi ayırıp fotoğraflayıp sağ tarafa ufak slaytlar yerleştirme düşüncesindeyim ama kitaplığımdan taşan çok fazla kitap olunca fazlalıkları düzenlemek tam bir eziyet hali. Kısacası bu durum bekleyebilir. İzmir kitap fuarına kadar bekler bu iş hatta.

Sonra tilkinin biri dedi ki elinde bir sürü kartpostal var hemde hepsi taranmış. Onları da al görücüye çıkar. Zaten facebook profilinde bir albümün var. Ahalinin de hizmetine sun, insanların gözü gönlü açılsın. Bu tilkiye de hak verdim. Fakat 150 civarında kartpostal var ve her geçen gün sayıları artıyor. Bunları nasıl görücüye çıkartırım onu düşünmekteyim. Bir çözüm yolu bulur bulmaz kartpostallarım ve ben buradayız.

Bekleyin...

19 Ocak 2013 Cumartesi

BEN DELİ DEĞİLİM

Ben deli değilim benden başka herkes deli olduğu için beni deli zannediyorlar...

Geri geldim. Günde 2-3 saatlik bir uyku, can sıkıntısı, yazılamayan makaleler, çalışılamayan sınavlar, düzgün sonuç döndürmeyen codlardan sonra tekrar buradayım. Dönüşümün şerefine dinlemekten sıkılmadığım hala duymayan kaldıysa bir faydam dokunsun diyerek şizofreni yarışmasında birinci olan senaryo hakkında yazıyorum bugün.

Yarışmanın adı; Ateşin Düştüğü Yerden; Sesler, Yüzler, Öyküler...Bu yarışma Şizofren hastaları arasında yapılmış ve aşağıda dinleyeceğiniz senaryo 95 katılımcı arasından sıyrılıp gelmiştir. Kanatılmış Sözcükler Kitabı isimli eserin sahibi ise Süveyda Ölüdeniz. Mümkün olsa kendisine teşekkürlerimi iletmek isterdim. Hislerime ve toplumunun aynılaştığı noktada farklı olan insanların durumuna tercüman olmuştur. 

Şizofreni herkesin düşündüğü gibi bir delilik durumu değildir, sadece kişinin gerçeklik kavramında karmaşa yapan bir rahatsızlıktır. Ayrıca çoğu şizofreni hastası normalden daha yüksek bir zekaya sahiptir. Bu konuda sanırım en ünlü örnek, Akıl Oyunları kitap ve filmine hayatıyla konu olan ünlü Matematikçi John Nash'tir.

4 Ocak 2013 Cuma

Kargoyla Gelen Mutluluk #1 : Martı Yayınları Yılbaşı

Herkese merhaba!!

Bu aralar sürekli bir şeyler  yazar oldum. Dönemin sonuna erdiğimizden olsa gerek yazmak için zaman bulabiliyorum her gün birazcık. Eh insan birazda geveze olunca illa ki her gün yazıcak bir şeyler çıkıyor. :)

Bugünün olayı yine geç kaldığım bir yazı olsa da bir teşekkür yazısı efenim. Çok çok çok okuyan arkadaşlar bilir Facebook'ta sürekli bir dünya kitap yarışması yapılıyor. Bunlar kimi zaman yayınevlerinin katkılarıyla kitap sayfalarında kimi zamanda yayınevlerinin bizzat kendi sayfalarında yaptıkları yarışmalar. Bir çok kişi hemen her yarışmayı sıkı sıkı takip ediyor. Çok sıkı bir takipçi olmasam da sanırım ben de bunlardan biriyim. :) İlgimi çeken bir kitap oldukça ya da gözüme bir yarışma iliştiğinde fırsatı kaçırmayıp hemen katılıyorum.

Sanırım yukarıda bir yerler de kitaplar konusunda bu zavallı kitap bağımlısı yüksek lisans öğrencisini kollayan bir melek var ki farklı yarışmalardan farklı farklı kitaplar kazandım. Yine de en çok yılbaşı zamanı yayınevlerinin kendi sayfalarında yaptığı yılbaşı çekilişlerini seviyorum. Belki bunda biraz da yılbaşında hediye kazanmaya çalışmanın verdiği tatlı heyecanın katkısı vardır. Kim bilir! :)

31 Aralık 2012 Pazartesi

Mutlu Yıllar!!



Mutlu Yıllar!! :D

Herkese merhaba!! Gönderiyi biraz geçe bıraktım o yüzden çok kısa olucak. :)

Öncelikle herkesin yeni yılı kutlu olsun. Bu yıla girerken dileğiniz tüm dileklerin 2013'te gerçekleşmesini diliyorum. benim dileklerimin bir kısmı şimdiden gerçekleşmeye başladı bile. :) Martı Yayınları ve Optimum Kitap'ın facebook'ta yaptığı yılbaşı çekilişlerini kazandım. Martı Yayınları'ndan 3 Optimum Kitap'tan 13 kitaplık iki set kazandım. Sanırım benden daha mutlusu ve şanslısı yok. :D Neyse bunlar hakkında daha sonra yazacağım şimdilik hoşçakalın!!

21 Aralık 2012 Cuma

Hayatın İçinden Dışından Kenarından Köşesinden : Kar



Çocukluktan bir kaç dize bir şey var aklımda kışa dair.

Kara kış, karlı kış
Yine geldi soğuk kış

Herkes bilir herhalde, İzmir'de kar görmek çok nadir en fazla 5-6 yılda gerçekleşen bir şeydir. Bu yüzden olsa gerek çocukluğumdan beri karlı bir yılbaşı kutlama hayali kurmuşumdur ama başka bir şehirde olmadıkça zor bu iş. Geçen yıl azıcık kar yağmıştı da kar görmemiş masum İzmirliler olarak haberlere reklam olmuştuk :D Geçenlerde bir haber gördüm, İzmir'e kar geliyor diye, bir mutlu oldum, bir sevindim ama gelen giden yok kaç gündür. Zaten bir yerlere kar yağar biz İzmirlilere de soğuğunu çekmek kalır. Neyse efenim bugün dedim ki madem kar İzmir'e yağmıyor, bari Sui Generis'e yağsın. Tam bu sebepten bütün kış boyunca blogta kar yağacak :D Arka plan beyaz olduğu için çok görünmese bile küçük kar tanelerinin görünmesi feci hoşuma gidiyor.