Kitabın Adı : Tanrıça
Orijinal Adı : The Goddest Test
Yazar : Aimée Carter
Serinin Adı : Goddest Test / Tanrıça
Seri Kitap Numarası : 1
Tür : Fantastik, Genç-Yetişkin, Romantik
Tür : Fantastik, Genç-Yetişkin, Romantik
Yayıncı : Ephesus Yayınları
Fiyatı : 15 TL
Sayfa Sayısı : 319
Yayın Tarihi : Haziran 2012
Geri döndüm!! :)
Final dönemi bir nefes alayım iki satır bir şey yazayım dedim. Bir arkadaşın blogunda serinin ikinci kitabını görünce benim de artık birinci kitaba bir yorum yazma zamanım geldi dedim ve işte buradayım.
Arka kapak yazısında da okuyacağınız gibi, Kate'in annesi hastadır. Kanser hastası olan annesini artık fazla zamanı da kalmamıştır. Bu yüzden Kate annesinin son dileğini yerine getirmeye kararlıdır. Annesinin son günlerini doğup büyüdüğü yerde geçirmesini sağlayacaktır. Fakat yeni geldikleri bu kasabada yaşamak Kate için o kadarda kolay değildir. Daha ilk günden dostlar ve düşmanlar edinir. Bir hafta dolmadan edindiği en azılı düşmanın hayatı kurtarmak için ölüler diyarının tanrısı olduğunu iddia eden deli bir adamla anlaşma yapar. Fakat adamın gerçekte deli değil de tanrı Hades olma ihtimali ne kadardır?
Kitap genel bir genç-yetişkin romanı dadındaydı, ne eksik ne fazla. Ben tamamen bir mitoloji bağımlısı olarak aldım kitabı. :) Kate'in annesine olan düşkünlüğü çok fazla ve insanlara karşı, hatta düşmanlarına bile, çok iyi niyetli. Henry ise bir tanrıya, özellikle ölüler diyarı tanrısına, göre çok nazik biri. Aslında kitap bize çok farklı bir hikaye çiziyor yani mitolojik hikayelerden tanıyıp bildiğimiz Hades ve burada ki Hades arasında dağlar kadar fark var. Kate'i teste tabi tutan bir tanrılar jürisi var ama ortalıkta bu tanrıların hiç birinden iz yok. Kitabın sonunda kendilerini tanıma imkanı buluyoruz ama yeterli bir şekilde değil. Kitapta arada bir aksiyon kısımları da mevcut zira birileri Kate'in testte başarılı olmasını hiç mi hiç istemiyor.
Bana göre yazarın seri yazmasına gerek yoktu. İlk kitabın sonu her şeyin bitişi gibi. Yani ikinci kitapta ne olacak hiç bir fikrim yok. Kitabı yılın başında okumuştum aslıda ama yakın zamanda bir ara serinin ikinci kitabını edinmeyi düşündüğüm için ilk kitabı yorumunu yazayım dedim. :)
Puanım 3 buçuktan 4. Kitabı okurken eğlendim ama tahmin edilebilir bir gidişatı vardı. Yine de eğlenme kısmı benim için daha bir önemli olduğundan, o buçuk 4e yuvarladı. :) Eğer boş vaktiniz varsa ve sadece hiç bir şey düşünmeden eğlenmek amaçlı okuma niyetindeyseniz (belki can sıkıcı bir güdesinizdir ya da uzun bir yolculukta) kitabı okumanızı tavsiye ederim. Umarım yazar ikinci kitapta daha iyi bir iş çıkarmıştır ve daha orijinal bir şeyler görürüz diyerek bu gönderiyi kapatıyorum. :)
Yayın Tarihi : Haziran 2012
Teste tabi tutulan her kız öldü. Şimdi Kate'in sırası.
Kate'in hayatı, en başından beri yalnızca kendisi ve annesinden ibaret olmuştur ancak şimdi annesi ölmek üzeredir. Peki ya son isteği? Çocukluğunu geçirdiği eve geri dönmek. Bu nedenle Kate bir yandan annesinin sonbaharı çıkaramayacağından endişelenirken, diğer yandan da hiçbir arkadaşı ya da akrabası olmayan bir yerde yeni bir okula başlayacaktır.
Sonra Henry ile tanışır. Karanlık, ıstırap dolu ve büyüleyici biri olan Henry, Ölüler Diyarı tanrısı Hades olduğu iddiasındadır. Üstelik, bir anlaşma yapmanın karşılığında, tabi tutulacağı testi geçene kadar Kate'in annesini hayatta tutacaktır.
Kate, Henry'nin çıldırmış olduğundan emindir. Ta ki ölü bir kızı hayata döndürdüğüne tanık olana kadar. Artık annesinin hayatını kurtarmak gözüne delicesine mümkün görünmektedir.
Testleri geçmeyi başardığı takdirde Henry'nin gelecekteki eşi ve bir tanrıça olacaktır.
Fakat başarısız olursa…
Geri döndüm!! :)
Final dönemi bir nefes alayım iki satır bir şey yazayım dedim. Bir arkadaşın blogunda serinin ikinci kitabını görünce benim de artık birinci kitaba bir yorum yazma zamanım geldi dedim ve işte buradayım.
Arka kapak yazısında da okuyacağınız gibi, Kate'in annesi hastadır. Kanser hastası olan annesini artık fazla zamanı da kalmamıştır. Bu yüzden Kate annesinin son dileğini yerine getirmeye kararlıdır. Annesinin son günlerini doğup büyüdüğü yerde geçirmesini sağlayacaktır. Fakat yeni geldikleri bu kasabada yaşamak Kate için o kadarda kolay değildir. Daha ilk günden dostlar ve düşmanlar edinir. Bir hafta dolmadan edindiği en azılı düşmanın hayatı kurtarmak için ölüler diyarının tanrısı olduğunu iddia eden deli bir adamla anlaşma yapar. Fakat adamın gerçekte deli değil de tanrı Hades olma ihtimali ne kadardır?
Kitap genel bir genç-yetişkin romanı dadındaydı, ne eksik ne fazla. Ben tamamen bir mitoloji bağımlısı olarak aldım kitabı. :) Kate'in annesine olan düşkünlüğü çok fazla ve insanlara karşı, hatta düşmanlarına bile, çok iyi niyetli. Henry ise bir tanrıya, özellikle ölüler diyarı tanrısına, göre çok nazik biri. Aslında kitap bize çok farklı bir hikaye çiziyor yani mitolojik hikayelerden tanıyıp bildiğimiz Hades ve burada ki Hades arasında dağlar kadar fark var. Kate'i teste tabi tutan bir tanrılar jürisi var ama ortalıkta bu tanrıların hiç birinden iz yok. Kitabın sonunda kendilerini tanıma imkanı buluyoruz ama yeterli bir şekilde değil. Kitapta arada bir aksiyon kısımları da mevcut zira birileri Kate'in testte başarılı olmasını hiç mi hiç istemiyor.
Bana göre yazarın seri yazmasına gerek yoktu. İlk kitabın sonu her şeyin bitişi gibi. Yani ikinci kitapta ne olacak hiç bir fikrim yok. Kitabı yılın başında okumuştum aslıda ama yakın zamanda bir ara serinin ikinci kitabını edinmeyi düşündüğüm için ilk kitabı yorumunu yazayım dedim. :)
Puanım 3 buçuktan 4. Kitabı okurken eğlendim ama tahmin edilebilir bir gidişatı vardı. Yine de eğlenme kısmı benim için daha bir önemli olduğundan, o buçuk 4e yuvarladı. :) Eğer boş vaktiniz varsa ve sadece hiç bir şey düşünmeden eğlenmek amaçlı okuma niyetindeyseniz (belki can sıkıcı bir güdesinizdir ya da uzun bir yolculukta) kitabı okumanızı tavsiye ederim. Umarım yazar ikinci kitapta daha iyi bir iş çıkarmıştır ve daha orijinal bir şeyler görürüz diyerek bu gönderiyi kapatıyorum. :)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder