Kitabın Adı : Gölge Ve Kemik
Orijinal Adı : Shadow And Bone
Yazar : Leigh Bardugo
Serinin Adı : The Grisha
Seri Kitap Numarası : 1
Tür : Fantastik, Paranormal, Büyü
Tür : Fantastik, Paranormal, Büyü
Yayıncı : Martı Yayınları
Fiyatı : 17 TL
Sayfa Sayısı : 382
Yayın Tarihi : Ocak 2013
Günün kitabı Gölge ve Kemik!
Dün gece uykusuz bir kaç saatin ardından kitap bitmiş bulunmakta. Sıcağı sıcağına yorum yazmaktan hiç haz etmiyorum ama şimdi yazmazsam da sonra vakit bulamam dedim ve gönderiye başladım.
Grisha, grisha nedir bu grisha? Yanda gördüğünüz resmin Türkçe'si hali hazırda kitabın başında var ama ben yine de burada paylaşayım dedim. Çünkü kitabın başında dönüp dönüp bu kelimelerin ne olduğuna bakıyorsunuz, kitabı okumaya başlamadan terimlere alışırsanız hoş olur. :)
Şimdi Grisha'lar kendi aralarında 3 temel gruba ayrılıyorlar.
CORPORALKİ : Cadılar ve Ölüler Sınıfı
Cellatlar
Şifacılar
ETHEREALKİ : Elçiler Sınıfı
Rüzgarın Hakimleri
Ateşin Hakimleri
Dalgaların Hakimleri
MATERİALKİ : Fabrikatörler Sınıfı
Durast
Alkemi
Grisha'lar yüce bilim ustaları ve anladığım kadarıyla bir nevi hakim oldukları maddenin özüne hükmediyorlar. Bu sayede maddenin şekillenmesini ya da istedikleri şekilde hareket etmelerini sağlıyorlar.
Kitaba gelirsek Önce bölümü ile başlayıp Sonra bölümü ile bitiyor. Bu bölümler üçüncü şahıs olarak anlatılıyor. Bu iki bölüm arasındaki tüm bölümleri Alina'dan dinliyoruz. Alina ve Malyen çocukluklarından beri arkadaşlar. İkisi de bir yetimhane de birlikte büyümüşler. Hikaye haritacı olan Alina ve izci olan Malyen'in eğitim için ekipleriyle birlikte Karanlıklar Diyarı'nı geçmek için Karanlıklar Diyarı'nın kıyısındaki kampa gidişleriyle başlıyor. (Şu an da bir şeyleri açık açık anlatmamak için kendimi nasıl zor tutuyorum bilemezsiniz^^)
Çok fantastik şeyler oluyor kitapta. Biraz Avatarvari yerler vardı, yani kötü amaçlı söylemiyorum. Ben çok sevdim o durumları. Grisha'lar kıdemlerine göre renkler giyiyorlar, rüzgarın hakimleri yelkenleri rüzgarla dolduruyor gibisinden şeyler çok etkileyiciydi mesela. Tabi olayların hepsi Ravka'da geçiyor. Durun bir de haritayı koyayım buraya. :)
Haritayı boydan boya bölen yer kum denizi yani Karanlıklar Diyarı. Oradaki çirkin yaratıkların ismi de Volcra. Kum denizinden geçen gemilerin içindeki insanları yemekten hoşlanıyorlar, ışıktan nefret ediyorlar. Haritanın solunda gördüğünüz çift başlı kartal amblemi Ravka Kralının amblemi. Sağ tarafta gördüğünüz ve güneş tutulmasını temsil eden amblem is Karanlıklar Efendisinin amblemi. Karanlıklar Efendisi diyor ve bu nokta da duruyoruz. Kim bu Karanlıklar Efendisi? Grishaların en kudretlisi ve onların komutanı. Ayrıca Karanlıklar Diyarı da bir zamanlar yine bir Karanlıklar Efendisi tarafından meydana getirilmiş.
Kitap benim için 253'ten öncesi ve sonrası diye kesin ve net bir şekilde ayrılıyor. Bu sayfayla birlikte bir kaç seviye atlayıp çok farklı bir bölüme geçiyor kitap. Yazar hepimizi çok pis ters köşe yapıyor. Buradan öncesinde alışageldiğimiz bir gidişatın biraz daha epik fantastik hali okuyoruz. Başı konusunda fantastik kitaplar için çok güzel ama epik fantastik için yeterli değil gibisinden bir şey düşünmüştüm. Sonra... Sonrası dediğim gibi çok fena. Kendimi lunaparktaki hız treninde gibi hissettim. Olmadık zamanlarda sağa sola yatmalar falan. Şu an da düşünüyorum da acaba yazar bilerek mi arada ki bazı bölümleri daha sakin tuttu? Bu iş iç çatışmaya doğru ilerlerken ben sorularımı kendime saklıyorum ve bu konuyu burada kapatıyorum. Son bir şey daha, ben kitabın Sonra kısmına acayip takıldım. İkinci kitapta bizi ne beklediği konusunda kafamı feci karıştırdı.
Epik fantastik okumak isteyen fakat öyle bir dünyanın içine balıklama atlamak istemeyenler için çok iyi bir kitap bence ama Yüzüklerin Efendisiyle karşılaştırmamanızı tavsiye ederim. Kitabın iç tasarımını falan çok sevdim ben. Bir de Martı Yayınları buradan sesimi duysun! Bir sonraki kitapla birlikte kuşe kağıda basılmış A4 boyutundan büyük bir harita verirlerse tadından yenmez. :) En azından bu konuyu facebook sayfalarında tartışmaya açarlarsa benim gibi düşünen başka okuyucularında çıkacağına eminim ben.
Kitaba benim puanın 4,5 bazı noktalarda ki gidişat beni öldürmüştü o yüzden yarım puanı kırdım ama onun haricinde iyi bir ilk kitaptı ve buçukları yukarı tamamlamaya meyilli olduğum için goodreads'te 5 puan verdim.
Okumak için bekleyenlere iyi okumalar, okusam mı diye düşünenlere beklediğiniz kabahat diyor ve burada kapatırken kitap için Martı Yayınlarına teşekkür ediyorum.
Görüşürüz...
Yayın Tarihi : Ocak 2013
Onu yalnızca geçmişi... geleceği ise bir tek o kurtarabilir...
"Bekle!" diye sesimi yükselttim ama o çoktan arkasını dönmüştü. Kolunu tuttum, bizi izleyenlerden gelen şaşkınlık dolu seslere aldırış etmedim. "Bir yanlışlık olmalı. Ben... düşündüğünüz gibi..." Yavaşça bana dönüp kolunu tutan elime ters ters bakınca sustum. Elimi çektim ama öyle hemen geri adım atmayacaktım. "Ben düşündüğünüz kişi değilim," diye fısıldadım çaresizce.
Karanlıklar Efendisi biraz daha yakınıma geldi, sadece benim duyabileceğim bir sesle, "Kim olduğunu bildiğini hiç sanmıyorum!" dedi.
Günün kitabı Gölge ve Kemik!
Dün gece uykusuz bir kaç saatin ardından kitap bitmiş bulunmakta. Sıcağı sıcağına yorum yazmaktan hiç haz etmiyorum ama şimdi yazmazsam da sonra vakit bulamam dedim ve gönderiye başladım.
Grisha, grisha nedir bu grisha? Yanda gördüğünüz resmin Türkçe'si hali hazırda kitabın başında var ama ben yine de burada paylaşayım dedim. Çünkü kitabın başında dönüp dönüp bu kelimelerin ne olduğuna bakıyorsunuz, kitabı okumaya başlamadan terimlere alışırsanız hoş olur. :)
Şimdi Grisha'lar kendi aralarında 3 temel gruba ayrılıyorlar.
CORPORALKİ : Cadılar ve Ölüler Sınıfı
Cellatlar
Şifacılar
ETHEREALKİ : Elçiler Sınıfı
Rüzgarın Hakimleri
Ateşin Hakimleri
Dalgaların Hakimleri
MATERİALKİ : Fabrikatörler Sınıfı
Durast
Alkemi
Grisha'lar yüce bilim ustaları ve anladığım kadarıyla bir nevi hakim oldukları maddenin özüne hükmediyorlar. Bu sayede maddenin şekillenmesini ya da istedikleri şekilde hareket etmelerini sağlıyorlar.
Kitaba gelirsek Önce bölümü ile başlayıp Sonra bölümü ile bitiyor. Bu bölümler üçüncü şahıs olarak anlatılıyor. Bu iki bölüm arasındaki tüm bölümleri Alina'dan dinliyoruz. Alina ve Malyen çocukluklarından beri arkadaşlar. İkisi de bir yetimhane de birlikte büyümüşler. Hikaye haritacı olan Alina ve izci olan Malyen'in eğitim için ekipleriyle birlikte Karanlıklar Diyarı'nı geçmek için Karanlıklar Diyarı'nın kıyısındaki kampa gidişleriyle başlıyor. (Şu an da bir şeyleri açık açık anlatmamak için kendimi nasıl zor tutuyorum bilemezsiniz^^)
Çok fantastik şeyler oluyor kitapta. Biraz Avatarvari yerler vardı, yani kötü amaçlı söylemiyorum. Ben çok sevdim o durumları. Grisha'lar kıdemlerine göre renkler giyiyorlar, rüzgarın hakimleri yelkenleri rüzgarla dolduruyor gibisinden şeyler çok etkileyiciydi mesela. Tabi olayların hepsi Ravka'da geçiyor. Durun bir de haritayı koyayım buraya. :)
Haritayı boydan boya bölen yer kum denizi yani Karanlıklar Diyarı. Oradaki çirkin yaratıkların ismi de Volcra. Kum denizinden geçen gemilerin içindeki insanları yemekten hoşlanıyorlar, ışıktan nefret ediyorlar. Haritanın solunda gördüğünüz çift başlı kartal amblemi Ravka Kralının amblemi. Sağ tarafta gördüğünüz ve güneş tutulmasını temsil eden amblem is Karanlıklar Efendisinin amblemi. Karanlıklar Efendisi diyor ve bu nokta da duruyoruz. Kim bu Karanlıklar Efendisi? Grishaların en kudretlisi ve onların komutanı. Ayrıca Karanlıklar Diyarı da bir zamanlar yine bir Karanlıklar Efendisi tarafından meydana getirilmiş.
Kitap benim için 253'ten öncesi ve sonrası diye kesin ve net bir şekilde ayrılıyor. Bu sayfayla birlikte bir kaç seviye atlayıp çok farklı bir bölüme geçiyor kitap. Yazar hepimizi çok pis ters köşe yapıyor. Buradan öncesinde alışageldiğimiz bir gidişatın biraz daha epik fantastik hali okuyoruz. Başı konusunda fantastik kitaplar için çok güzel ama epik fantastik için yeterli değil gibisinden bir şey düşünmüştüm. Sonra... Sonrası dediğim gibi çok fena. Kendimi lunaparktaki hız treninde gibi hissettim. Olmadık zamanlarda sağa sola yatmalar falan. Şu an da düşünüyorum da acaba yazar bilerek mi arada ki bazı bölümleri daha sakin tuttu? Bu iş iç çatışmaya doğru ilerlerken ben sorularımı kendime saklıyorum ve bu konuyu burada kapatıyorum. Son bir şey daha, ben kitabın Sonra kısmına acayip takıldım. İkinci kitapta bizi ne beklediği konusunda kafamı feci karıştırdı.
Epik fantastik okumak isteyen fakat öyle bir dünyanın içine balıklama atlamak istemeyenler için çok iyi bir kitap bence ama Yüzüklerin Efendisiyle karşılaştırmamanızı tavsiye ederim. Kitabın iç tasarımını falan çok sevdim ben. Bir de Martı Yayınları buradan sesimi duysun! Bir sonraki kitapla birlikte kuşe kağıda basılmış A4 boyutundan büyük bir harita verirlerse tadından yenmez. :) En azından bu konuyu facebook sayfalarında tartışmaya açarlarsa benim gibi düşünen başka okuyucularında çıkacağına eminim ben.
Kitaba benim puanın 4,5 bazı noktalarda ki gidişat beni öldürmüştü o yüzden yarım puanı kırdım ama onun haricinde iyi bir ilk kitaptı ve buçukları yukarı tamamlamaya meyilli olduğum için goodreads'te 5 puan verdim.
Okumak için bekleyenlere iyi okumalar, okusam mı diye düşünenlere beklediğiniz kabahat diyor ve burada kapatırken kitap için Martı Yayınlarına teşekkür ediyorum.
Görüşürüz...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder