13 Ekim 2012 Cumartesi

Kitap Yorumu : En Karanlık Gece - Gena Showalter


Kitabın Adı : En Karanlık Gece
Orjinal Adı : The Darkest Night
Yazar : Gena Showalter
Serinin Adı : Lords of the Underworld/Karanlığın Efendisi Serisi
Seri Kitap Numarası : 1
Yayıncı : Pegasus Yayınları
Fiyatı : 20 TL
Sayfa Sayısı : 416
Yayın Tarihi : Ekim 2011
EN KARANLIK GECELERDE SAKLANIR AŞK
Showalter muhteşem bir yazar.
-Karen Marie Moning
Doğaüstü aşk romanlarının en önemli yazarlarından birisi.
-Kresley Cole
Güçleri İnsanüstü
Tutkusu Sonsuzluğun ötesinde
Geçmişten gelen sesler tüm hayatı boyunca Ashlyn Darrowa acı çektirmiştir. Bu kabusa bir son vermek için Budapeşte'ye giderek doğaüstü yetenekleri olduğu söylenen adamlardan yardım istemek durumunda kalır. Ancak grubun en tehlikeli üyesi ve kendi cehenneminde tutsak olan Maddoxın kollarına sürükleneceğinden bihaberdir.
İkisi de acılarını dindiren bu ani açlığa karşı direnemez ve karşı konulmaz bir tutkunun kıvılcımları alevlenir. Ancak her sıcak temas ve yakıcı öpücük onları yok oluşa ve aşkın en zorlu sınavına doğru götürecektir.
Sonsuza dek lanetlenmiş olmalarına rağmen Karanlığın Efendileri karşı konulmaz bir baştan çıkarıcılığa ve akıl almaz boyutlardaki güçlere sahiptir. Gena Showalterın
bu yeni ve inanılmaz serisini kaçırmayın...


Dün akşam itibariyle kitabı bitirmiş bulunmaktayım ve kitabı okuma süremin bir gün olduğunu mutlulukla söyleyebilirim :) (tabi bu kısa sürede hasta olup bütün gün bolca okuyacak vaktimin olması da göz ardı edilmemeli). Gelelim kitabın konusuna; bir kere yazar mitolojinin dibine vurmuş. Şöyle ki; kitapta tam olarak bire bir yunan tanrılarını ya da titanları göremesek de bol bol kendilerinden söz ettiriyorlar.. Kahramanlarımızın hikayesi eski Yunanistan'da başlıyor. Tabi ki biz bunları sadece kahramanlarımız kendilerinden bahsettiklerinde öğreniyoruz. Kahramanlarımız ise Olimpos'un sevgili tanrılarını korumak için yaratılmış ölümsüz savaşçılar. Zeus bir gün ölümlüler için çok tehlikeli bir kutuyu savaşçılardan birine emanet ettiğinde işler karışır. Çünkü kutu en iyi savaşçılar gözardı edip Pandora'ya verilmiştir!! Pandora ne kadar en iyi kadın savaşçı olsa da diğer savaşçılar bu büyük görevin bir kadına verilmesine içerlerler ve Tanrılara ne kadar büyük bir hata yaptıklarını göstermek için Pandora'dan kutuyu alma planları yaparlar. Fakat her şey ters gider ve bu mücadele sırasında kutu açılır. Kutunun içindeki iblisler artık özgürdür; şiddet, acı, ölüm, hastalık,sefalet, güvensizlik, gazap, şehvet ve daha niceleri... Tanrılar bunu yapan savaşçıları cezalandırmak için çıkan iblisleri savaşçıların içine yerleştirir ve iblislerle savaşçıların ruhlarını birbirine bağlar. Şiddet ve Maddox birbirine bağlandıktan sonra içindeki iblise yenik düşer ve hayatında yaptığı en büyük hatayı yapar. Başladığı kıyımın içinde bir kadını öldürür; Pandorayı!! Ve Tanrılar Maddoxu yeni bir cezaya çarptırır tabi ki onunla beraber iki arkadaşı daha bu kaderle mühürlenmiştir...Acı her gün gece yarısı gelecek ve tıpkı Pandora'yı karnından kılıcıyla öldürdüğü gibi onu öldürecektir. Yalnız bu Pandora'ya yaptığının kat be katıdır çünkü Acı Maddox'un kendi kılıcını ona 6 kere saplar ve her gece Moddox Şiddetle beraber öldüğünde Ölüm onu içindeki iblisle beraber sabaha kadar tekrar tekrar yanması için cehenneme götürür.

Yıllar böyle geçmişken, Eski Yunanistan'da onları öldürmek için yemin etmiş bir grup avcı tekrar ortaya çıkar. Aynı gece Maddox öldürdüğü avcıların yakınında dolaşıp duran bir kadına rastlar.. Kadın Avcı'ların bir Yemi midir yoksa Tanrıların onun için gönderdiği yeni bir ceza mı? Ama onlar gibi bir lanetlenmiş de olabilir çünkü bulunduğu yerdeki geçmişte yapılmış tüm konuşmaları engellenmez bir şekilde duymaktadır...Ashlyn!!

Ashlyn'se kendisi gibi olduğunu düşündüğü adamları bulmak için tepedeki kaleye ilerlerken ve duyduğu seslerden çıldırmak üzereyken kanlar içinde öfkeli bir adam ve mutlak sessizliği bulur. Adam ona gitmesi söylerken Adama onuda yanına alması için yalvarır. Peki bu doğru bir karar mıdır??

Kitap süper akıcıydı ama okuyacak olanlar için hemen belirteyim +18 bir kitap. Bir nevi dark serisine benzettim ben ama Karpatyalıların anlatımı kadar yumuşak bir anlatımı yok. Daha sert bir yazım tarzı var yazarın. Yani şiddet ve öfkeyi hissediyorsunuz. Yeni çıkan ve fantastik kurgu kısmında geçen yetişkin kitapları arasında alışmaya başladığımız üzere yoğun bir aşk var ama çok vıcık vıcık bir aşk yok kitapta.. Ben beğendim kitabı. Gayet keyif vericiydi. Bu +18 durumundan rahatsız olmayacak herkese tavsiye ederim..

Okuyacaklara yada okumayı düşünenlere iyi okumalar...


Dip Not : Yorum 2 Aralık 2011 tarihinde yapılıp facebook'ta ki hesabımda bulunan okuduğum kitaplar albümünde yayınlanmıştır :)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder