O Dünya'nın en ünlü adamı. Sorun şu ki o Dünya'da değil.
Orijinal Adı: The Martian
Yazar: Andy Weir
Çevirmen: Emre Aygün
Tür: Bilim kurgu
Yayıncı: İthaki Yayınları
Fiyatı: 25 TL
Sayfa Sayısı: 415
Yayın Tarihi: Kasım 2014
Yeni turdan herkese merhaba!!!
Genelde alıştığınız gibi bu kitapta bir arka kapak yazısı yok. Zira arka kapağın tamamı hak edilmiş övgülerle dolu. Nedeni az sonra aşağıda ama önce kitap, bariz olanın dışında, ne anlatıyor onu konuşalım.
Mark, Marsa gönderilen 3. ekip olan Ares 3'ün 6 kişilik mürettebatından rütbe sırasına göre en sonda yer alan ekibin mekanik mühendisi ve botanikçisidir. Mars'ta bir botanikçinin ne işi olduğunu hiç sormayın. Mükemmel programlanmış bu görevde Mars'taki 6. günlerinde çıkan kum fırtınası sonucu NASA tarafından ekip geri çağrılır. Mark, onları Dünya'ya götürecek olan Hermes'e çıkan kapsüle binemeyecektir. Çünkü fırtına sırasında ölür ve prosedür kesindir; Mars'ta ölen Mars'ta kalır. Fakat ekibin bilmediği bir şey vardır o da Mark'ın bir dizi çılgın tesadüf sonucu hayatta olduğu ve Ares 4 ekibi gelene kadar Mars'ta hayatta kalması gerektiği. Mark'ın bilmediği konu ise Dünya'nın onun yaşadığını bilmesi ve onun için seferber olmasıdır.
Başlamadan önce bir itirafta bulunmak istiyorum. Kitap elime ulaştığından beri dört kere okudum, hem de çalışmam gereken saatlerde gizlice. Her fırsat bulduğumda tekrar okudum, bir daha okudum, yeniden okudum. Andy amca artık benim için çok ayrı bir yeri olan yazarlardan.
Şimdiye kadar yazdıklarımdan anlaşılacağı gibi kitap cidden ama cidden güzeldi. Bilim kurgu filmi izleyen arkadaşlar neden izliyor bilmiyorum ama ben hayal gücü ve görseller için izlerim filmi. Zamanı önemli değil, bu ikisinden birisi eksikse film eksik kalır. Bilim kurgu kitaplarında da önemli olan yazarın hayal ettiğini okuyucuya gösteriyor olabilmesidir, ki Andy amca bana Mark'ın yanına gitmek için bir Mars bileti vermiş gibiydi kitap. Mark'la beraber yaşadım her şeyi. Tek takıldığım nokta Mark'ın bir ara birazcık sıyırmasını bekliyordum. Yani kolay mı Mars'ta tek başınasın, ekmek yok su yok (yani var da azcık var ve onun planları için gereken zamanın onda birine bile yetmeyecek.). Hani bir "bugün hayatımın son günü!" deliliğinden sonra bunun bilinciyle gelen aşırı mantıklı hale bürünmesini bekledim. Bu konuda bira hayal kırıklığım var sadece. Fakat eleman acayip zeki, ki zeki karakterleri severiz. :D
Bir de Mark'ın ekip ve NASA ekibi var. Hepsini seviyorum. :D Bildiğin inek hepsi, o yüzden daha bir seviyorum. Bir de kitabın bir yerlerinde Elrond projesi var ki bu ne kadar inek olduklarının göstergesi. Kaç normal insanın aklına aniden bir isim seçmesi gerektiğinde Elrond gelir ki :P Hepimiz ineğiz, güç tüm ineklerle olsun. *Mr. Spock Selamı*
Bilim kurgu severleri tatmin edecek bir kitap ve aynı zamanda çok fazla bilim kurgu içinde boğulmak istemeyen okurları da mutlu edecek bir kitap. Yani böyle güzel bir kitap bu. Kitapçıda görürseniz kapağına dokunun çok güzel yapmışlar mereti. Bu bakımdan İthaki Yayınlarına teşekkür ederim.
Son olarak bir de çevirmene teşekkür etmek istiyorum. Mark'ın argo konuştuğu yerlerde ne bizi amerikan filmi izliyormuş gibi dışarıda tutan ne de olayı asla Mark'ın ağzından duyamayacağımız Türkçe argolara bulayan bir çeviri yapmadığı için. Bir okuyucu için doğru kelimeyi bulmanın zorluğunu tahmin edebiliyorum ve gerekli durumlarda en doğru sözcükleri seçtiği için teşekkür ediyorum. Onun da yardımıyla kitap boyu Mark'la birlikte kalabildim. :)
Kitaptan sonra filmi hakkında fikir dahi yürütemiyorum. Fakat yine de film hakkında üç beş bir şey okumak için biraz daha aşağı inin. ;)
- Ridley Scott yönetmen koltuğunda oturuyor, ki kendisini '79 yapımı Alien, Blade Runner, benim de onlarca kez izlediğim Gladyatör, Hannibal (bunu da severiz), Kara Şahin Düştü, Cennetin Krallığı gibi filmlerin yönetmenliğini yapmıştır.
- Mark'ı Matt Damon oynayacak. Matt'i severim ama nedense daha genç birini isterdim. Şimdilik tam kadro;
Yayın Tarihi: Kasım 2014
Yeni turdan herkese merhaba!!!
Genelde alıştığınız gibi bu kitapta bir arka kapak yazısı yok. Zira arka kapağın tamamı hak edilmiş övgülerle dolu. Nedeni az sonra aşağıda ama önce kitap, bariz olanın dışında, ne anlatıyor onu konuşalım.
Mark, Marsa gönderilen 3. ekip olan Ares 3'ün 6 kişilik mürettebatından rütbe sırasına göre en sonda yer alan ekibin mekanik mühendisi ve botanikçisidir. Mars'ta bir botanikçinin ne işi olduğunu hiç sormayın. Mükemmel programlanmış bu görevde Mars'taki 6. günlerinde çıkan kum fırtınası sonucu NASA tarafından ekip geri çağrılır. Mark, onları Dünya'ya götürecek olan Hermes'e çıkan kapsüle binemeyecektir. Çünkü fırtına sırasında ölür ve prosedür kesindir; Mars'ta ölen Mars'ta kalır. Fakat ekibin bilmediği bir şey vardır o da Mark'ın bir dizi çılgın tesadüf sonucu hayatta olduğu ve Ares 4 ekibi gelene kadar Mars'ta hayatta kalması gerektiği. Mark'ın bilmediği konu ise Dünya'nın onun yaşadığını bilmesi ve onun için seferber olmasıdır.
Başlamadan önce bir itirafta bulunmak istiyorum. Kitap elime ulaştığından beri dört kere okudum, hem de çalışmam gereken saatlerde gizlice. Her fırsat bulduğumda tekrar okudum, bir daha okudum, yeniden okudum. Andy amca artık benim için çok ayrı bir yeri olan yazarlardan.
Şimdiye kadar yazdıklarımdan anlaşılacağı gibi kitap cidden ama cidden güzeldi. Bilim kurgu filmi izleyen arkadaşlar neden izliyor bilmiyorum ama ben hayal gücü ve görseller için izlerim filmi. Zamanı önemli değil, bu ikisinden birisi eksikse film eksik kalır. Bilim kurgu kitaplarında da önemli olan yazarın hayal ettiğini okuyucuya gösteriyor olabilmesidir, ki Andy amca bana Mark'ın yanına gitmek için bir Mars bileti vermiş gibiydi kitap. Mark'la beraber yaşadım her şeyi. Tek takıldığım nokta Mark'ın bir ara birazcık sıyırmasını bekliyordum. Yani kolay mı Mars'ta tek başınasın, ekmek yok su yok (yani var da azcık var ve onun planları için gereken zamanın onda birine bile yetmeyecek.). Hani bir "bugün hayatımın son günü!" deliliğinden sonra bunun bilinciyle gelen aşırı mantıklı hale bürünmesini bekledim. Bu konuda bira hayal kırıklığım var sadece. Fakat eleman acayip zeki, ki zeki karakterleri severiz. :D
Bir de Mark'ın ekip ve NASA ekibi var. Hepsini seviyorum. :D Bildiğin inek hepsi, o yüzden daha bir seviyorum. Bir de kitabın bir yerlerinde Elrond projesi var ki bu ne kadar inek olduklarının göstergesi. Kaç normal insanın aklına aniden bir isim seçmesi gerektiğinde Elrond gelir ki :P Hepimiz ineğiz, güç tüm ineklerle olsun. *Mr. Spock Selamı*
Bilim kurgu severleri tatmin edecek bir kitap ve aynı zamanda çok fazla bilim kurgu içinde boğulmak istemeyen okurları da mutlu edecek bir kitap. Yani böyle güzel bir kitap bu. Kitapçıda görürseniz kapağına dokunun çok güzel yapmışlar mereti. Bu bakımdan İthaki Yayınlarına teşekkür ederim.
Son olarak bir de çevirmene teşekkür etmek istiyorum. Mark'ın argo konuştuğu yerlerde ne bizi amerikan filmi izliyormuş gibi dışarıda tutan ne de olayı asla Mark'ın ağzından duyamayacağımız Türkçe argolara bulayan bir çeviri yapmadığı için. Bir okuyucu için doğru kelimeyi bulmanın zorluğunu tahmin edebiliyorum ve gerekli durumlarda en doğru sözcükleri seçtiği için teşekkür ediyorum. Onun da yardımıyla kitap boyu Mark'la birlikte kalabildim. :)
Kitaptan sonra filmi hakkında fikir dahi yürütemiyorum. Fakat yine de film hakkında üç beş bir şey okumak için biraz daha aşağı inin. ;)
Film Hakkında
- Filmin hakları 20th Century Fox tarafından alındı.
- Drew Goddard kitabın film senaryosunu yazacak.
- Filmin gösterim tarihi 25 Kasım 2015. Yani kitabı okumak için 1 yıldan az zamanınız var.
- Film 5 hafta önce Macaristan'da çekilmeye başlandı. Hadi yine iyisiniz, çabucak okuduktan sonra üç vakte set fotoğrafları düşer. :D
- Mark'ı Matt Damon oynayacak. Matt'i severim ama nedense daha genç birini isterdim. Şimdilik tam kadro;
- Matt Damon - Mark Watney
- Jessica Chastain - Melissa Lewis
- Jeff Daniels - Teddy Sanders
- Michael Peña - Rick Martinez
- Kristen Wiig - Annie Montrose
- Donald Glover - Rich Purnell
- Kate Mara - Beth Johanssen
- Aksel Hennie - Alex Vogel
- Sean Bean - Mitch Henderson
- Chiwetel Ejiofor - Venkat Kapoor
- Sebastian Stan - Dr. Chris Beck
Şimdilik film hakkında bildiklerim bu kadar ama bir sonraki kasımı hevesle bekliyorum!!! :D
Tur Takvimi
15 Aralık pinucciasbooks.blogspot.com | Kitap Yorumu - Ön Okuma
16 Aralık kutsalyorumcu.blogspot.com | Kitap Yorumu - Alıntılar
16 Aralık mirielenda.blogspot.com | Bunları Biliyor musunuz?
16 Aralık raflarinarasindan.blogspot.com | Kitap Yorumu - Yazar Tanıtımı
17 Aralık sssuigenerisss.blogspot.com | Kitap Yorumu - Film Hakkında
17 Aralık sohbetedecekkimseyok.blogspot.com | Kitap Yorumu
18 Aralık thcodex.blogspot.com | Kitap Yorumu - Tanıtım Videosu
18 Aralık segesegese.blogspot.com | Kitap Yorumu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder