Ben geldim yine!! :)
Uzun zamandır ertelediğim bir yazıydı. Bunu bitirsem diğer gördüğüm yerleri de yazmaya devam edeceğim diye umuyorum. :D Nisanda bir çalıştay için Gaziantepteydim. Topu topu 3 gün kaldım, 2 gün çalıştay vardı zaten, bir günde erken gidip olabildiğince Antep'in altını üstüne getirdim :D hehehe :D Bu yazıda ne gördüm ne yaptım yazısı. Öncelikle belirtmeliyim ki bugüne kadar bulunduğum yerler, ki çocukluk zamanımı saymazsak sayısı fazla değiller, arasında Türkiye'nin en doğusundaki şehir Gaziantep. :) Benim için biraz farklı bir deneyimdi o yüzden. Orada okuyan bir arkadaşımla beraber bir gün boyunca gezdiğim ve sonrasında da dönmeden önce hocamla gezip gördüğüm kadarıyla yazıcam şehir hakkındaki düşüncelerimi. Hadi başlayalım.
Neyse öğlen çıkmışım evden akşam varmışım oraya, merkez ve havaalanı arası 1 saat havaşla bu arada. Karnım aç tabiki, yemek yiyelim öyle girelim dedik eve, ama o nedir arkadaş İzmir'de dişimin kavuğunu doldurmayacak yemeğe 8-10 lira falan verdim. Kebap memleketi olduğundan mı insanı çok mu zengin bilemedim ama öğrenci için ideal bir memleket değil Gaziantep bence. Komşuda olan iç savaş nedeniyle şehirde Suriye'liler de oldukça fazla. Etrafta türk plakalı araba kadar Suriye plakalı araba gördüm. İlginç bir durumdu. Bu arada sanırım göç aldığından gerçekten yerli halk kalmamış, yerliler de bundan şikayetçi görünüyor. (Bizi çalıştayın yapıldığı okul olan Zirve Üniversitesine götüren servis şöförü amcalarla ayak üstü lafladık azıcık^^) Şehir içinde tranvaylar var, ulaşım için çok iyi olmuş bence. Açık konuşmak gerekirse doğunun Paris'i lakabı nedeniyle daha farklı beklemiştim ama şehirin merkezi ve tarihi kısımları beklentilerimi tam karşılamasına rağmen ilk geldiğimde biraz hayal kırıklığına uğradım. Taktir ettiğim noktalar, gördüğüm kadarıyla tarihi yapıları iyi muhafaza etmişler. Ayrıca bundan 5-10 yıl önce gelmiş insanlara göre şehirde hızlı ve güzel bir şekilde gelişme mevcut. Benim için her şey yepyeni olduğu için bu konuda yorum yapamıyorum. Fakat canım ülkemin çoğu yerinde var benzer durum, sanki bir şeyler hep yarımmış gibi. Bir taraf acayip mükemmelken iki adım ötesi berbat bir yer. Gezilesi görülesi yerleri, tadılası lezzetleri çok. Obur bir şekilde yerken midemi fena bozdum ilk gün. Yemek dendiği zaman midem kasılmaya başlıyordu o derece kötü oldum ama yemeğe devam ettim :D Tabi döndüğümde annemin kendini bilmiş bakışlarıyla karşılaştım orası çok ayrı bir konu. :D Aman yahu bir daha ne zaman gider ki insan taaaa oralara :D heheheh :D
Bu bölüm için en son yazacağım şey kendim için hazırladığım gezi rehberi :) Gezi rehberini ikiye bölüp resimlerle bir anlatım planlıyorum bu gönderinin devam gönderilerinde. İşte gitmeden yaptığım listem, ne kadarını gezdim ne kadarını gezemedim, nasıl yerlerdi, ne yedim ne içtim, bir sonraki gönderide ;)
- Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi
- Bakırcılar Çarşısı
- Tahmis Kahvesi
- İmam Çağdaş Kebap
- Zincirli Bedesten
- Gaziantep Emine Göğüş Mutfak Müzesi
- Zeugma Mozaik Müzesi
- Gaziantep Gezegenevi ve Bilim Merkezi
- Yaşayan Müze Tarihi Gümrük Hanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder